Yeni yayınlanan tanı psikiyatrik kitapçığı DSM-5'e göre artık Hipokondria Bozukluk ya da Hipokondriazis diye bir tanı bulunmamaktadır. Önceden Hipokondriazis olarak tanı konulan hastalar artık iki ayrı alt tanı grubuna ayrılmıştır;
-
Hastalık Kaygısı Bozukluğu
-
Bedensel Belirti Bozukluğu
Bedensel Belirti Bozukluğunda kişinin var olan birden çok ya da major vücut belirtilerini yanlış yorumlamasına bağlı olarak, ciddi bir hastalığı olduğuna dair devamlı düşünme ve korku duyma, yeterli tıbbi değerlendirme yapılmasına ve güvence verilmesine rağmen bu düşüncelerin yatıştıramama ile karakterize bir hastalıktır.
Hastalık Kaygısı Bozukluğunda ise kişinin hiç bedensel belirtisi yoktur ya da az sayıda zararsız bedensel belirtisi mevcuttur ve öncelikle “hasta olacağına dair endişeli düşüncelere” sahiptir.
Bir üçüncü tanı grubu da her iki tanının da konulamadığı Tanımlanmış veya Tanımlanmamış Diğer Bedensel Belirti Bozukluğu ve İlişkili Bozukluklardır.
Hipokondriazisi olan bireylerin, olmayanlara göre daha fazla doktora gitmesi, daha fazla tetkik yaptırması ve daha fazla operasyon geçirmesi kişinin kendisi için olduğu kadar, toplum için de oldukça maliyetli bir durumdur. Var olan sağlık güvencesi ile sık tetkik ve muayene hipokondriayak kişinin kaygısının azalması sağlar gibi duruken, uzun vadede bozukluğun sürekli hale gelmesine katkıda bulunmaktadır. Ayrıca bu durum sağlık alanında, tıbbi kaynakların lüzumsuz kullanımına ve ihtiyacı olan diğer hasta gruplara verilen hizmetin kısıtlanmasına neden olmaktadır.
Her türlü kaygı doğru kullanıldığında işlevseldir ve yaşamın devamı için gereklidir. Ancak şiddetli sağlık kaygısında, zararsız bedensel duyumların tetiklediği kaygı işlevsel olmayan boyutlara ulaşır. Hatta tıbbi müdahaleye sık maruz kalma sonucu ikincil rahatsızlıkların bile ortaya çıkması ile sonuçlanabilir.
Hastalık Kaygısı Bozukluğu
Hastalık Kaygısı Bozukluğunun belirtileri nelerdir?
-
Ciddi bir hastalığı veya sağlık sorunu olduğuna dair sürekli zihinsel uğraş
-
Bedensel herhangi bir duyumu (ör:midesinin guruldaması) veya önemsiz bir belirtiyi (Ör:ufak bir kızarıklık) ciddi bir rahatsızlığı olduğu ile ilişkilendirme
-
Sağlık durumu ile ilgili kolayca alarm olma hali
-
Doktorun ikna çabalarına veya negatif test sonuçlarına rağmen sağlıklı olduğuna inanmama ve rahatlayamama
-
Özel bir hastalıkla ilgili aşırı endişelenme
-
O hastalıkla ilgili rahatlasa bile zaman içinde kaygısını başka bir hastalığa yönlendirme
-
Ailede görülen bir hastalık varsa görülme riski üzerine endişelenme
-
Başına gelirse baş edemeyeceğini düşündüğü hastalıklarla ilgili, o hastalığa sahipmiş gibi düşünüp üzüntü duyma
-
Sürekli vücudunu herhangi bir hastalık belirtisi olup olmadığı ile ilgili gözden geçirme
-
Güvence alabilmek için sık sık doktora gitme veyaa sık test yaptırma
-
Ciddi bir hastalık tanısı konulacağından korkup hiç doktora gitmeme veya check up yaptırmama
-
Herhangi bir hastalık kapacağı ya da kaza geçireceği korkusu ile insanlardan, bazı mekanlardan veya faaliyetlerden kaçınma
-
Sürekli sağlığı ve olası hastalıklarla ilgili konuşma
-
Sık sık internetten var olduğunu düşündüğü belirtilerin nedenlerini araştırma veya korktuğu hastalıklar ilgili okuma. Buldukları bilgilerden (ya da yanlış bilgilerden) en kötü sonucu çıkarma
Hastalık Kaygısı Bozukluğu ne sıklıkta ve kimlerde görülür?
DSM-5 tanı kitapçığı ile ilgili değişiklikler nedeniyle Hastalık Kaygısı Bozukluğunun toplumda görülme sıklığı bilinmemektedir. Ancak eski tanısal adlandırma olan Hipokondriasis ile ilgili veriler %4-6 oranında toplumda görüldüğünü göstermektedir. Bunların bir kısmı tabiki Bedensel Belirti Bozukluğudur. Diğer bir araştırmaya göre, genel nüfusta insanların %15'e yakını hasta olacaklarına ve aciz duruma düşeceklerine dair endişe duymaktadır. Bu bozukluğun tanısının yaşlı kişilerde gençlere göre daha sık konulması beklenebilir. Irk, cinsiyet, sosyal statü, eğitim düzeyi ve medeni durum ile ilişkili görülmemiştir. Hastalık Kaygısı Bozukluğunun genellikle erken ya da geç orta yaşta başlar ve yaşla birlikte durum ağırlaşır. Sıklıkla ileri yaşta Hastalık Kaygısı Bozukluğu olan kişilerin endişelerinin odağı hafızanın kötüleşmesi ve bunama ile ilgilidir.
Hastalık Kaygısı Bozukluğunun risk faktörleri nelerdir?
-
Önemli bir yaşam olayının stresini yaşıyor olmak
-
Ciddi bir hastalık şüphesi ile takip edilip altından basit bir sağlık sorunun çıkmış olması
-
Çocukken istismar hikayesi
-
Çocukken ciddi bir hastalık geçirmiş olmak
-
Çocukken ebevenlerinden birinin ciddi bir hastalık yaşamış olması
-
Endişeli kişilik örgütlenmesi
-
Sağlık konusuyla ilgili yoğunlaşmış aşırı internet kullanımı
Hastalık Kaygısı Bozukluğu neden görülür?
Tam olarak nedeni bilinmemektedir. Bedensel belirti bozukluğu için düşünülen sosyal öğrenme modeli bu hastalık için de uygulanabilir. Bu bağlamda, hastalık korkusu, aslında hastayı gündelik hayatın içinde başa çıkılamaz ve çözülemez gibi görünen sorunlarıyla yüzleşmemek için hasta rolünü oynayabilme beklentisi olarak görülür. Böylelikle olağan görev ve zorunluluklarından kurtulmak için bir kaçış imkânı bulur.
Psikodinamik yaklaşıma göre, insanlara yönelik saldırgan ve düşmanca isteklerini kendi bedenine yönlendirerek basit fiziksel yakınmalar ya da hasta olma korkusu yaşarlar. Hastalık kaygısı bozukluğu olan hastaların öfkesi, hipokondriasis hastalarında olduğu gibi geçmiş hayal kırıklıkları, reddedilmeler ve kayıplardan köken alır. Benzer şekilde, hastalık korkusu suçluluk hissine karşı bir savunma olabilir. Olmasından korkulan hastalık doğuştan beri kötü olduğu duygusu ile cezalandırma ya da geçmişteki gerçek veya hayali hataların sonucu olarak bedel olarak görülebilir. Hastalık korkusu ayrıca düşük özsaygının yansıması ve kendisiyle aşırı uğraşmanın bir işareti olarak da görülebilir. Kişinin korktuğu hastalık veya sıklıkla sorun yaşadığı organ, aynı zamanda bilinçdışı çatışmaların bir sembolü olabilir.
Kişinin geçmişinde ebeveyneleri ile olan deneyimleri de önemlidir. Örneğin, belirli bir hastalık sonucu ölen ebeveyn nedeniyle o hastalığın kendisinde gelişeceği korkusu, çocuk için bir uyaran olabilir. Ya da çocukken kendisinde ya da yakınında deneyimlenen bir hastalık ile ilgili tıbbi yetersizliklere maruz kalınması sağlık hakkında işlevsel olmayan düşünceleri ortaya çıkarabilir. Sağlıkla ilgili aşırı kaygılı olan ebeveynler ile büyümek ve kendi sağlıkları veya çocuklarının sağlığı ile ilgili aşırı endişeli tutumları yine işlevsel olmayan düşünceleri oluşturabilir. Sonraki tetikleyici olaylarda bu düşünceler aktive olur ve olumsuz otomatik düşüncelerin oluşumuna hizmet eder . Genel olarak fiziksel belirtilere hem kendi yaşantımızda hem de çevremizde çok yaygın olarak rastladığımızdan, herhangi bir tetikleyici bu bireylerde yeniden işlevsel olmayan sağlık kaygısının ortaya çıkmasına katkıda bulunacaktır.
Hastalık Kaygısı Bozukluğu tanısı nasıl konulur?
Hastalık kaygısı bozukluğunun DSM-5'te yer alan temel tanı ölçütü, bedensel bir belirti olmamasına ya da varsa bile ağır olmamasına karşın, ciddi bir hastalığı olduğunu ya da olacağına dair yanlış inanışla ilgili hastalarda zihinsel meşguliyetin olmasıdır. Bu endişesi en az 6 ay sürmeli ve tıbbi ve nörolojik muayenelerde herhangi patolojik bir belirti olmamalıdır. Bu inanış bir sanrı yoğunluğunda olmamalıdır. Sadece dış görünüşle ilgili rahatsızlık hissi ile sınırlı olmamalıdır (o durumda beden dismorfik bozukluk tanısı daha uygundur). Hastalıkla ilgili kaygı, hastanın hayatında yoğun sıkıntı yaratıp, yaşamın önemli alanlarında işlevsellikte bozulmaya neden olmalıdır.
Hastalık Kaygı Bozukluğu’nun iki tipi vardır; bu hastalığa sahip bazı kişiler sık sık doktora giderken (bakım arayan tip), bazıları gerekli hallerde bile gitmezler (bakımdan kaçan tip). Hastaların büyük çoğunluğu bakım arayan tiptir.
Hastalık kaygısı bozukluğu diğer tibbi durumlardan ayırt edilmelidir. Maalesef bu hastalar zaman içinde genellikle "kronik yakınmacı' olarak etiketlenirler ve umursanmazlar. Ayrıntılı tıbbi değerlendirmeleri bu nedenle yapılmayabilir. Bu nedenle psikiyatrın aynı zaman da bir hekim de olarak hikayeyi dinlemesi ve eksik olduğunu düşündüğü tetkik ve muayeneler var ise hastayı yönlendirmesi yerinde olacaktır.
Hastalık kaygısı bozukluğu olan hastalar ile bedensel belirti bozukluğu olan hastaları birbirinden ayıran temel nokta, hastalık kaygısı bozukluğunda endişe belli bir hastalığa sahip olmaya yönelik iken, bedensel belirti bozukluğunda endişe daha çok var olan belirtilere yöneliktir. Ancak her ikisi endişe de, değişken derecelerde her iki hastalıkta da bulunabilir. Hastalık kaygısı bozukluğuna sahip hastalar, bedensel belirti bozukluğuna sahip hastalara göre daha az belirtiden yakınır. Bedensel belirti bozukluğu genellikle 30 yaşından önce başlar, ancak hastalık kaygısı bozukluğunun başlangıç yaşı daha az özgüldür.
Hastalık Kaygısı Bozukluğu tedavi edilmezse ne olur?
-
Sağlıkla ilgili aşırı endişeler çevresindekilerin hem devamlı aynı şeyleri dinlemekten ötürü sinirlerini bozduğundan hem de eşlik etmeleri veya sürekli rahatlamya çalışmalarından dolayı kendi hayatlarına da engel olduğundan, aile ile ve arkadaşlarıyla ilgili ilişki sorunlarına neden olur.
-
Sürekli doktor randevuları ve tekrarlayan testler nedeniyle işten sık izin alma veya işe gelememe nedeniyle iş performansında düşme yaşanır.
-
Günlük hayatını idame ettirmekte güçlük çeker.
-
Aşırı tıbbi yardım kullanılmasından ötürü maddi zorluklar yaşanır.
-
Sağlıkla ilgili endişelerinin kontrolden çıkması ile gelişen strese bağlı Bedensel Belirti Bozukluğu, Yaygın Anksiyete Bozukluğu, Depresyon gibi başka psikiyatrik rahatsızlıklar gelişir.
Hastalık Kaygısı Bozukluğu nasıl tedavi edilir?
Hipkondriazis tedavisinde kaygı bozukluklarında kullanılan bilişsel davranışçı terapi (BDT) kullanılmaktadır. Bu teknikler psikoeğitim; olumsuz otomatik düşüncelerin ve rasyonel açıklamaların kaydı için günlük tutulması; belirtilerin gelişiminin izlenmesi için davranışsal deneylerin yapılması; bedensel kontrol ve güvence arayışı ile ilgili tepki engellemesi; yakın çevrenin güvence vermeyerek tedavi sürecine katılımı; ve kişinin hastalıkla ilişkili durumlara maruz bırakılması basamaklarını içermektedir.
Yakın zamana kadar şiddetli sağlık kaygısının bir tedavisi olmadığı kabul edilmesine rağmen, BDT’nin etkili olduğunu kanıtlayan birçok araştırma yapılmıştır. Ayrıca araştırmacılar BDT’nin etkilerinin 3 ila 12 aylık zaman zarfında kişiler için koruduğunu tespit etmişlerdir.
Sağlıkla ilgili kaygılarınız varsa Bozukluk boyutuna gelmesine engel olmak için yapabilecekleriniz:
-
Herhangi bir şekilde hayatınızda endişenizi kontrol etmekte zorluk çekiyorsanız, anksiyete bozukluğunuz varsa mümkün olduğunca çabuk durumunuz kötüleşmeden bir psikiyatrdan yardım alın.
-
Stresli hissettiğinizde, stresin vücudunuzu nasıl etkilediğini fark edin. Her duygunun bedensel bir eşlikçisi vardır, mutluluğun bile. Ancak hoşumuza giden duygularda anı yaşarken bedenimize odaklanmayız. Ancak olumsuz duygular yaratan olaylarda, duygudan kaçınabilmek amacıyla farkında olmadan bedenimize odaklanabiliriz. Duygularınızla bedeninizde gelişen bedensel değişiklikleri fark edin. Duygularınızı tanıyın ve isimlendirin. Stresinizi yönetmeyi ve rahatlama yöntemlerini öğrenin.
-
Psikiyatristinizin önerdiği tedavi programına (ilaçlar ve düzenli terapi) hem düzelmek hem de yinelemeleri önlemek için sıkı sıkıya uyun.
-
Psikiyatristiniz ile tetkik ve başka dal uzmanı muayeneleri için akla yatkın bir limit belirleyin. Aynı testi iki kere yaptırmayın.
-
İnternetten sağlık araması yapmayın. İnternette bir bilginin arama motorunda yukarı çıkabilmesi için sık tıklanması yani magazinsel olması gerekir. Magazinsel değeri olan sağlık haberleri doğru bilgi içermediği gibi ilgi çekmek için karamsar içeriğe de sahiptir. Hasta hikayesi olarak sunulan yazılar bile eksik bilgi içerir. Hastalık yoktur, hasta vardır. Herkesin durumunun kendine özel olduğunu akıldan çıkarmamak gerekir. İnternet taraması sizi daha çok kaygılandırmaktan başka işe yaramaz. Sizi kaygılandıran merak ettiğiniz konuları, bir sonraki muayenede sormak için not alın. Gerçekten hayati olduğunu düşünüyorsanız doktorunuzla iletişim kurun. Doktorunuza ulaşamadığınızda ya da çok önemli olamadığını düşünüp rahatsız etmek istemediğinizde, doğru bilgi alabileceğiniz kaynak öğrenin.
Tanımlanmış veya Tanımlanmamış Diğer Bedensel Belirti Bozukluğu ve İlişkili Bozukluklar
Bu tanı, en az 6 ay süren ve bedensel belirti bozukluğu tanısı için tanı ölçütlerini tam karşılamayan bir ya da daha fazla açıklanamayan fiziksel belirtinin mevcut olduğu durumlarda kullanır. Bu belirtiler başka bir sağlık durumu, ruhsal durumla ya da madde kötüye kullanımı ile daha iyi açıklanamaz ve klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ve işlevsellikte düşmeye neden olurlar.
Tanımlanmış veya tanımlanmamış diğer bedensel belirti bozukluğu olan hastalarda 2 ayrı belirti grubu görülebilir:
-
otonomik sinir sistemini içeren belirti grubu
-
yorgunluk veya güçsüzlük duyumlarını içeren belirti grubu
Bazı hastalar otonomik sinir sistemi tarafından kontrol edilen vücut işlevleri ile sınırlı belirtiler gösterirler. Bu durum 'Otonom Uyarılma Bozukluğu' olarak tanımlanır. Bu hastaların kardiyovasküler, solunum, gastroin testinal, ürogenital ve dermatolojik sistemlere ait yakınmaları vardır.
Diğer hastalar ise zihinsel ve fiziksel yorgunluktan, fiziksel güçsüzlük ve bitkinlikten ve de bu yakınmalar sonucunda günlük aktivitelerinin çoğunu yerine getirememekten yakınırlar. Bu durum ‘Nevrasteni’ olarak tanımlanır. Nevrasteni; psikiyatrik, virolojik ve immunolojik etkenlerin sorumlu tutulduğu kronik yorgunluk sendromu ile örtüşebilir.
Tanımlanmamış diğer bedensel belirti bozukluğu kapsamında, yalancı gebelik ve diğer bedensel belirti bozukluklarının 6 aylık süre ölçütünü karşılamadığı durumlar vardır.
Psikiyatristiniz ile olan ilk muayenenize hazırlanabilmek için:
-
Belirtilerinizi zaman sıralamasına göre liste halinde yazın. Her birinini zaman içinde seyrini, tedaviye yanıtını, hayatınızı ne kadar etkilediğini not alın.
-
Şimdiye kadar yapılmış tüm tetkik sonuçlarınızı, yatışınız olduysa epikriniz notunuzu, sizi yönlendiren bir doktor varsa kliniğinizi anlatan referans mektubunu dosyalayın.
-
Travmatik yaşantılarınızı, mevcut stres faktörlerinizi yazın.
-
Psikiyatri dışında tüm tıbbi özgeçmişinizde olan hastalık, ameliyat ve allerjilerinizi listeleyin.
-
Mevcut olarak kullandığınız tüm ilaç, vitamin ve besin desteklerini dozları ve kullanım sıklıkları ile yazın.
-
Psikiyatrınıza sormak istediğiniz tüm soruları not alın.
-
Hikayenizi bilen güvendiğiniz bir yakınınıza unttuğunuz şeyleri size hatırlatması ve size destek olması için yanınızda gelmesini rica edin.