Tüm dünyada kadınların daha insanca yaşama isteğini dile getirdikleri, mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanmakta olan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Türkiye’de ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı. Kadın sorunlarını gündeme getirdiğimiz, bu konuda bir farkındalık yaratabildiğimiz ve çözümler bulunması bakımından önemli olan bu gün; 8 Mart 1857’de New York’ta yer alan bir dokuma fabrikasında çalışan 40 bin kadın işçinin, çalışma saatlerinin insani olmayan 16 saatten 10 saate indirilmesi ve ücretlerinde artış yapılması talepleriyle greve başlamaları anısına ancak 54 yıl sonra Dünya Kadınlar Günü olarak kabul edildi. Kadın işçilerin örgütlediği bu grev o güne kadar yapılmış en büyük kadın eylemlerinden biriydi. Eylemi durdurmak isteyen polis, kadın işçilere saldırmış, fabrikanın patronlarının da desteğiyle binlerce işçi fabrikaya kilitlenmişti. Bu sırada çıkan yangında içeride kilitli kalan işçilerden 129’u yanarak yaşamını yitirmişti. O gün o yangın, tüm dünyada kadın hakları için yakılan ateşin ilk kıvılcımı oldu.
Uluslararası Kadınlar Günü, kadınların başarılarını ve eşit haklar için devam eden mücadelelerini tanıyan bir gün olarak dünya çapında kutlanıyor ve kadınların tarihi ve toplumu şekillendirmede oynadıkları önemli rolü hatırlatıyor.
Uluslararası Kadınlar Günü'nün temel yönlerinden biri, işçi kadınların gücüne katkılarının tanınmasıdır. Kadınlar tarih boyunca işgücünde hayati bir rol oynamalarına rağmen genellikle göz ardı edilir ve değersizleştirilir. Bugün, fabrika işçilerinden CEO'lara kadar tüm sektörlerdeki kadınların çalışmalarını ve başarılarını kutluyoruz.
Bugün, kadınların toplumda yaptıkları birçok başarıyı hatırlatırken, aynı zamanda kadınlar için halen var olan birçok zorluk ve adaletsizliği de vurgulamakta. Özellikle de kadınların çeşitli ayrımcılık ve baskı biçimleriyle karşılaşmaya devam ettiği Türkiye gibi ülkelerde özellikle önemli.
Örneğin, Türkiye'de daha geçen yıla kadar hijyenik pedlerden yüzde 18 oranında vergi alınıyordu. 2022’de yayınlanan yeni oran ise yüzde 8 oldu. Aynı vergi oranı İspanya'da yüzde 4, Kanada, Malezya, Avustralya, İngiltere ve İrlanda'da ise sıfır! İskoçya ise 2020’de kadın hijyen ürünlerini bedava temin edilmesine dair bir kanun yürürlüğe geçirildi.
2022 yılında Türkiye'de yapılan bir araştırmaya göre katılımcı kadınların %31’i menstrüel ürünleri satın alırken zorluk yaşadığını belirtmiştir. Yine aynı çalışmada mevsimlik tarım işçisi olan bir kadının sadece kendisi ve regl olan bir çocuğu için sadece bir aylık hijyenik ped masrafı için bir günlük yevmiyesinin yarısından fazlasını ayırması gerektiği belirtilmiştir. Regl döneminde kullanılan temel hijyen ürünlerine ulaşamama sorununa “regl yoksulluğu” deniliyor. Yani Türkiye'de yeterli ekonomik geliri olmayan kadınlar regl yoksulluğu yaşıyor!
Et, balık, çay, kahve, peynir, şeker, süt, su, meyve, kuruyemiş gibi temel gıda ürünlerindeki KDV oranı 14 Şubat 2022'den itibaren Türkiye'de geçerli olmak üzere %8'den, %1'e indirildi. Nasıl ki temiz suya erişim insan sağlığı için hayati bir önem taşıyor ise, temiz menstrüel ürünler de kadın genel ve üreme sağlığı için hayati bir sağlık ürünüdür. Her nasıl temiz su içmek bir seçim değil temel ihtiyaç ise, kadınların kendi seçimleri olmaksızın yaşamakta oldukları menstürel döngü nedeniyle her ay hijyenik menstrüel ürünleri tüketmeleri de lüks bir seçim değil temel ihtiyaçtır.
Özel online alışveriş sitelerinin "Deprem Yardımlaşma Seferberliği" kapsamında depremzedelere destek olmak için satışa sundukları temel ihtiyaç malzemelerinin içinde hijyenik menstrüel ürünler yer alırken, nedense
AFAD'ın kurduğu çevrimiçi Yardım Market'inin Hijyen bağış kolisinde hijyenik ped, tampon gibi menstrüel ürünler yok.
Deprem bölgesindeki kadınlar maruz kaldıkları stresin de etkisiyle günlerce kanama yaşayabilmektedir. Kadınlar utanç nedeniyle bu ihtiyaçlarını açık bir biçimde ifade edemedikleri gibi, devlet eliyle oluşturulan listelerde dahi bu ihtiyaçlar göz ardı edilmektedir. Var olan koşulların güçlüğü, temiz suya ve tuvalete erişim güçlüğü de eklendiğinde mevcut durum kadınları enfeksiyona açık hale getirmektedir. Mobil tuvalet, temiz su, hijyenik menstrüel ürünler, temiz iç çamaşırı, ıslak havlu ve vajinal hastalıklara dönük ilaçlar ivedilikle sağlanmalıdır.
Dünya Emekçi Kadınlar Günü aynı zamanda kadınların toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, eşit olmayan ücret, eğitim ve sağlık hizmetlerine sınırlı erişim gibi sorunlarını vurgulamak için de bir fırsat.
Türkiye'de kadınlar son yıllarda eşit haklarla mücadelelerinde önemli ilerleme kaydetti. Devlet bakanlıklarında cinsiyet eşitliği komisyonlarının oluşturulması ve siyasi partilerde kadınlar için kotaların tanıtılması da dahil olmak üzere cinsiyet eşitliğini teşvik etmeyi amaçlayan çeşitli yasa ve politikalar uygulandı.
Son yıllardaki ilerlemelere rağmen, kadınların ayrımcılık, şiddet ve baskılardan kurtulabilmelerini sağlamak için hala yapılacak çok fazla iş var. Türk kadınları hala gündelik hayatlarında ayrımcılık ve şiddet ile karşı karşıya. Türkiye'deki kadınlar birçok ülkeden daha fazla aile içi şiddete maruz kalıyor. Birleşmiş Milletler'in son raporuna göre, Türkiye'deki kadınların %38'i hayatlarının bir noktasında fiziksel veya cinsel şiddet yaşıyor. Geçen yıl 365 günde 396 kadın öldü! Geçtiğimiz yıl her gün en az bir kadını erkek şiddeti nedeniyle toprağa verdik! 2 ocak 2023'te Danıştay, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı kararının iptaline yönelik davaları reddeden Danıştay 10. Dairesinin kararını onadı. Onamayla Türkiye'nin "Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi"nden
çekilme kararı hukuken kesinleşti. 2023'te sadece 2 ay içinde 45 kadın erkek şiddeti nedeniyle hayatını kaybetti (http://anitsayac.com/?year=2023) 07/03/2023 Hoşçakal Yeliz. Bu satırlar yazıldıktan sonra aramızdan ayrılacak kızkardeşim hoşçakal!
Kadınlar eğitim ve istihdamda da önemli engeller ile karşı karşıya. Türkiye'de eğitimdeki cinsiyet farkı önemli olmaya devam ediyor, kırsal alanlardaki birçok kız eğitimini tamamlamadan önce okuldan ayrılıyor. Kadınlar işgücünde dikkat çekici şekilde temsil edilememekte; iş ortamında çalışanların sadece %34'ü kadınlardan, ezici %69'u ise erkeklerden oluşuyor. Dünya Bankası'nın Kadınlar, İş Dünyası ve Hukuk 2022 raporuna göre, küresel olarak erkek ve kadınların beklenen yaşam boyu kazançları arasındaki fark 172 trilyon dolar. Anne olmak kadının toplumsal yerini yüceltirken, işyerinde küçültüyor. Yöneticilerin anne olan kadın çalışanlarıyla ilgili algıları da etkileniyor gibi duruyor. Anne olan kadınlar, anne olmayanlara göre ortalama %10 daha düşük yetkinlik derecesi alıyor ve işe alım için tavsiye edilme olasılıkları altı kat daha düşük. Ayrıca, erkeklerin %26’sı ebeveynliğin ilk beş yılında terfi eder ya da daha iyi bir işe geçerken, kadınlarda bu oran sadece %13. Bir kozmetik markasının üç kıtada sekiz ülke üzerindeki kadınlar ile yaptığı küresel bir araştırmaya göre katılan kadınların % 34’ü, ailelerine yeterince ekonomik destek olamadıkları için suçluluk duyuyor. Kadınlar uğradıkları haksızlığın getirdiği sonucun suçluluğunu da taşıyor!
Türkiye'de kadınların karşılaştığı bir diğer konu siyasette temsil eksikliği. Ülkemizde siyasi partilerdeki kadınlar için kotalar uygulanmış olsa da, kadınlar Parlamentoda ve diğer karar verme organlarında önemli derecede yeterince temsil edilmemekte.
Bu zorluklara rağmen, Türkiye'deki kadınlar 2017'de küresel ilgi gören #MeToo hareketi gibi kadınların cinsel taciz ve şiddet deneyimleri hakkında konuşarak Türkiye'den seslerini duyurmaya çalışıyor. Hareket, konunun farkındalığını artırmaya ve bu işlevsiz düzeni değişime zorlamaya yardımcı oldu.
Dünya Ekonomik Forumu’nun (World Economic Forum- WEF) Küresel Cinsiyet Eşitsizliği raporu, Dünya genelinde tam cinsiyet eşitliğine ulaşmak için önümüzde 132 yıl olduğunu öngörüyor. Buna göre, ekonomik katılım alanındaki eşitsizliğin aşılmasının önünde 151 yıl, siyasal güçlenmenin sağlanmasında 155 yıl, eğitime erişimde eşitlik için ise 22 yıl gerekiyor.
Sonuç olarak, Uluslararası Kadınlar Günü, kadın hakları mücadelesinde, hem hala yapılması gereken çalışmaların hem de mevcut yapılanların ilerlemesinin önemli bir hatırlatıcısıdır.
Türkiye'de biz kadınlar önemli zorluklarla karşılaşmaya devam ediyoruz; ancak uluslararası toplum desteği, kendi
kararlılığımız ve cesaretimiz ile tüm kadınlar için değişim ve daha iyi bir gelecek için zorlamaya devam edeceğiz! Değişimin sağlanabileceğine ve kadınların hak ettikleri hak ve özgürlüklere kavuşabileceklerine dair umudumuz her zaman var!