İntihar, dünyadaki en önemli ruh sağlığı sorunlarından biridir. Tüm intiharların % 70’i depresyon olgularıdır. Her yıl 700.000'den fazla insan intihar etmektedir; intihara teşebbüs edenlerin sayısı ise çok daha fazladır. Her bir intiharın ardından merhumun yakınlarından altı kişinin ciddi acı çektiği ya da yaşamlarında önemli değişiklikler yaşadıkları tahmin edilmektedir.
İntihar sonrası sevdiklerini kaybeden hayatta kalanlar da büyük psikolojik değişiklikler geçirirler. Bu kişilerin intihar düşünceleri geliştirme riski yüksektir. Özellikle suçluluk duygusu, utanç, inkar ve öfke ile karakterize, karmaşık bir yas sürecinden geçerler.
Yas tutma sürecinin tamamlanması, sevdiklerini diğer ölüm nedenlerinden kaybedenlere göre uzar ve genellikle uzamış yas olarak komplike hale gelir. Bu durum, damgalanma için bir zemin yaratır. Stigma çoğunlukla bir utanç ya da rezalet işareti olarak kişinin itibarına sürülen bir leke şeklinde tanımlanır. İntiharda hem kişinin kendini damgalaması hem de toplumsal damgalanma söz konusudur. Her iki damgalanmanın da ayrı ayrı sosyal izolasyon, moral bozukluğu, umutsuzluk hissi ve işlevsellikte bozulmaya neden olan sonuçları olur.
Özellikle damgalanma sonrası psikolojik değişiklikler yüksek oranda görüldüğü için, yakınlarını intihar ile kaybedenlerin ruh sağlığı hizmetlerine ulaşabilmeleri ve yakın takip edilmeleri çok önemlidir. Ancak damgalanma, tedavi arayışının önünde de bir engeldir. İntihar ile sevdiklerini kaybeden ve geride kalanların çoğu damgalanmayı hissederler ancak hangi faktörlerin damgalanma algısını etkilediği henüz bilinmemektedir. Doğal ölüm gibi diğer ölüm nedenleri damgalanma ile daha az ilişkilidir. Öte yandan, kaza ya da cinayet gibi travmatik ölümlerde geride kalanların damgalanma algıları intihar sonrasında geride kalanların algısı ile ilişkili görünmektedir. Bu konu daha çok araştıırlmalıdır.
İntihar ve damgalanma tersinir olarak ilişkilidir, yani intihar damgalanmaya, damgalanma da intihar düşüncelerine yol açabilir. İntihar girişiminde bulunanlar bile meslektaşları, sağlık personeli ve yakın çevreleri tarafından damgalanmaktadır. Psikiyatrik başvurularda, kendini damgalama, damgalanma stresi ve utancı azaltan müdahaleler ile intihar eğilimi başarılı bir şekilde azaltılabilir. Ancak başvuruların önündeki engeli kaldırmak için geniş çaplı damgalama karşıtı kampanyalar, hedefe yönelik programlar gibi müdahalelere ihtiyaç vardır.