Sağlıklı erişkin modu bana göre sıkıntılı zamanlarda kendine sağlıklı ebeveyn de olabilmekten geçiyor. Şanslı çocuklar duygusal olarak zorlandıklarında ebeveynleri ve diğer büyükleri (öğretmen ve hayatındaki diğer önemli erişkinler gibi) tarafından oldukları gibi kabul görüp, hala sevilirken, duygularını ifade edebilmesine imkan ve model bulan, ne istediğini anlaması için şans verilen, hayal kuran, hayalleriyle birlikte sorumluluklarını da taşımasına izin verilen, ebeveyninin ona çizdiği gerçekçi sınırların içinde seçimlerini yapabilen, seçimini sorumluluğunu yaşına göre taşımasına izin verilen, her türlü sonuçtan bağımsız süreci taşıma biçimiyle değerlendirilen ve desteklenen, duygusal ve fiziki ihtiyaçları karşılanan çocuklardır.
Bu bireyler model aldıkları ebeveynlerini içselleştirerek kendilerine ebeveynlik yapmaya devam ederler. Böylece sıkıntılı zamanlarda içlerindeki işlevsel olmayan incinmiş/kızgın/dürtüsel çocuğu sakinleştirirken bir yanda da diğer işlevsel olmayan talepkar/cezalandırıcı ebeveyn modlarını sustururlar.
Ancak çocukluk travmaları bazen kişinin kendi kendine işlevsel bir ebeveyn olamaması ile sonuçlanır. Hastanın çocukluk travması ne kadar şiddetli ise içindeki işlevsel ebeveynlik de o derece zayıftır. Terapide terapist hastasına sınırlı bir ebeveynlik yapabilir. Hastanın şemalarına ve işlevsel olmayan baş etme biçimlerine uygun yeniden ebeveynlik biçimlerini adapte eder.
Çocukluğunda yaşayamadığı duygusal deneyimleri, terapist etik ve profesyonel sınırlar içerisinde hastaya sunar. Hastaya gerçek ebeveyn olmaya değil, kendi içsel sağlıklı ebeveyn sesini oluşturabilmesi için model olmaya çalışır. Eşitliğin bozulduğu, çocuksu ve bağımlılık yaratan bir ilişki kurulmaz. Terapide hastaya yeniden özgüven, özdenetim, gerçekçi sınırlar, kendini ve ihtiyaçlarını ifade edebilme, karşılıklı ilişki kurabilme, bağımsızlık ve spontanlık gibi sağlıklı erişkine ait özellikler kazandırmayı hedefler.