Birçok kişi bir hata yaptığını düşündüğünde, en iyi öğrenme yolunun kendini cezalandırmak ya da acımasızca eleştirmek olduğunu savunur. Yeterince acı çekerse bir daha o hatayı tekrarlamayacağı inancı vardır. Bazen de ödül farzettiği şeylerden kendilerini mahrum bırakırlar. Hayatın birçok alanında kendini cezalandırma farklı şekillerde görülebilir. Danışanlarımdan biri hata yaptığını düşündüğü zaman kilo aldırıcı gıdalar tüketerek kendini cezalandırıyordu. Bir diğeri hatasından dolayı kendine o kadar çok öfkeleniyordu ki kendine vurmaya başlıyordu. Bir başkası ise ne zaman suçlu olduğunu düşünse bu haliyle sevilmeye hakkı olmadığını düşünüp sevdikleriyle ilişkilerini bozacak şekilde davranıyordu. Kendine ceza vermenin zor kısmı cezanın ne zaman biteceğine karar vermektir. Çoğu suçlu kendini cezalandırıcı cezası için sınırlı bir zaman biçmez ve bunun için "suçlu hissetmediği zaman" şeklinde duygusal bir tanımlama ile sınırladığını zanneder. Ancak uzayan ceza sadece hata yaptığınızı daha fazla yüzünüze vurur ve suçluluk hissinizi arttırır; suçluluk devam ettikçe de daha çok kendini cezalandırma hissi doğar. Artık yanlış bir davranış sonucunda sorunun ne olduğunu anlayabilmesi ve bununla ilgili davranış değişikliği geliştirebilmesi yani hatalarından öğrenebilmesi için çocuklara bile ağır cezalar vermiyoruz. Onları etiketleyecek şekilde yıkıcı eleştiriler yapmıyoruz. Onları dövmüyoruz. Ya da böyle yaparsan seni sevmem demiyoruz. Hatalı davranışın doğurduğu sonuç ne ise ona katlanması ve direkt onunla ilgili bir sorumluluğu yerine getirmesini istiyoruz ve anne-babaları bu yönde teşvik ediyoruz. Örneğin duvarı boyayan veya dokunmaması gereken bir sıvıyı döken bir çocuğa, o alanı temizletmek gibi. Bir çocuk eğer hatalarından sorumluluk alarak öğrenebiliyorsa, merak etmeyin birer erişkin olarak siz de hatalarınızdan öğrenebilirsiniz. Kendinize olayla ilgisiz cezalar vermek, hakaret etmek, sevgiden mahrum bırakmak öğrenmenizi sağlamaz. Kuvvetle muhtemel zaten bir erişkin olarak yaptığınız hata ne ise onun sorumluluğunu taşımak zorunda kaldınız. Ek bir cezaya ihtiyacınız yok, inananın bana. Olayla ilgili suçluluk yerine pişmanlık hissedin. Suçluluk karakterinizi hedef alırken, pişmanlık davranışınızı hedef alır. Davranışlar da değiştirilebilir ve yenileri öğrenilebilir. Sadece kendinize inanıp, hata yaptığınızı kabul edip, hata yapmaya hakkınız olduğunu bilip, bunu tekrarlamamak için nasıl davranmanız gerektiğine odaklanın. Bazen davranışımızı değiştirmemize bir seferlik bir hata ve onun getirdiği sorumluluk yetmeyebilir. Ama en sonunda dersimizi alırız.
Herkes hata yapabilir. Fırsat verilirse hatalarından herkes öğrenir.