Korkular, toplumsal baskılar cinsel hayatı oumsuz etkiliyor ve iletişimi sekteye uğratıyor
Filmlerde sevişme sahneleri kesiliyor, cinsel içerikli konuşmalar bipleniyor. Cinsellikle ilgili çocukların sorularında, ayıp konuşulmaz diye konu kapatılıyor. Ebeveynler çocuklarının yanında ahlaklarını bozmamak için öpüşmüyorlar. Dolayısıyla devamlı cinselliğin kötü bir şey olduğu altyazısı ile büyüyoruz.
Ayrıca cinsellikten konuşmak, cinsellikle fazla ilgili olmak veya daha da kötü bir nitelendirme ile şehvet düşkünü, ar damarsız olmak gibi toplumda tanımlamalara neden oluyor. Kötü kadın olmamak veya uçkurunun peşinde adam olmamak için cinsellik tabu haline geliyor, üzerine hiç konuşulamıyor.
Bir de Bakire Meryem (Madonna)-Hayat Kadını sendromu dediğimiz bir durum var ki; iyi kadınlar sevişmez, iyi kadınlarla sevişilmez hastalığı. Bu yüzden evdeki eş ile sevişemeyen, cinselliği sadece dışarda hayat kadınları veya namussuz şeklinde adlandırdığı kadınlar ile yaşayabilen birçok erkek, yıllarca kocasıyla birleşemeyen vajinismuslu birçok kadın var.
Cinsellikten açıkça bahsetmenin, cinsel duyguları, arzuları ve fantezileri paylaşmanın karşı tarafı kaçıracağı veya iğrendirebileceği ile korkular da cinselliğin konuşulmasının önüne geçiyor.
Cinsellikle ilgili mitler ise başka dert. Birçok insan ordan burdan duyduğu veya porno filmlerden edindiği bilgiler, toplumsal yargılar sonucu, cinsel organının büyüklüğünden, ilişki sıklığı, korunma ve mastürbasyona kadar yanlış bilgi nedeniyle cinsellikle ilgili kaygı ve sıkıntı yaşıyor. Hangi korunma metoduyla korunacaklarını bile hiç konuş(a)mamış üniversite mezunu beyaz yakalı insanlar var.
Doğru bilgilenme önemli
Eğer çiftin arasında güven sorunu yoksa utangaçlık da çoğunlukla mitlerin etkisiyle oluyor. Doğru bilgi her zaman kaygıyı azaltır. Mitlerin etkisinden kurtulmak için doğru kanaldan bilgilenmek gerekiyor. Cinsel derneklerin, cinsel terapistlerin, hastanelerin bilgilendirme siteleri doğru kaynaklar olarak kullanılabilir
Cinsel terapi, çift olarak iletişiminizi sağlamlaştıracaktır
Cinsel terapide danışanlara, cinsel yaşamı etkileyen yanlış ve olumsuz inançlar, yanlış anlamalar, kırgınlık, öfke, küsme, cezalandırma gibi işe yaramayan olumsuz iletişim kalıplarını fark etmelerine yardımcı olunur. Cinsellik hakkında gevşeme, güven duyma, utanç duygusundan kurtulma, konuşma, dokunma, aşk oyunları, ideal ortamı sağlama, kendilerine güvenme ve kendi bedenleriyle barışık olma, kendi isteklerini tanıma, partnerini tanıma ve cinsel hayatlarındaki problemlere çözüm üretebilme konularında bilgilendirilirler ve kendilerini geliştirirler. Vajinismus, cinsel isteksizlik, erken boşalma ya da sertleşme zorluğu gibi birçok cinsel sorunu hiç ilaç kullanmadan cinsel terapi ile çözmek mümkün. Cinsel terapi ile sadece cinsellikten değil aynı zamanda total olarak ilişkiden memnuniyet de artar.
Yatak odasındaki iletişimin kopukluğu günlük hayatı da etkiliyor
Cinsellik konuşulamaz olduğunda var olan problemin gerginliği alakalı olmayan başka problemler üzerinden karşı tarafa aktarılabiliyor. Konuşulamayan sorunla ilgili karşı tarafa atfedilen etiketler, seçici dikkat ile günlük hayatta da etiketlemenin devam etmesine yol açıyor. Küçük ve saçma konulardan sık sık tartışan çiftler, zaten seks gibi birbirlerine bağlayıcı bir tutkaldan da yoksun olduklarından daha da birbirinden kopabiliyor. Cinsel birleşmenin gerçekten doyum verici olması için sadece bedenlerin değil ruhların da birleşmesi gerekir. Araştırmalar gösteriyor ki duygusal olarak yoğun hislerin beslendiği bir ilişkide cinsellik, hem kadınlar hem de erkekler tarafından daha tatminkar olarak değerlendiriliyor.